26.3.08

Welcome to the Church of the Flying Spaghetti Monster

evet kıskanıyorum hatta kıskançlıktan çatlıyorum. kendimi en az haftada iki kere ne yazmış bakalım diye blog sitesini ziyaret ederken buluyorum. futbol ve bir takım mmmen ve wooomen terciherine katılmasam da başka ne yazmışsa hemfikirim. sık aralıklarla blog'unu update etmesine hayranım. Paldır küldür yazılarının hastasıyım. bunu da yazmadan geçemedim işte... özendim özendim..

http://vdgrl.blogspot.com/

bir diğer hayranlığım da sayın Şahika Uğurlu'ya karşıdır. Kendisine şahsen ve sanalına da ayrıca hayranım. ( az önce gelen "Kokoreç ve midye dolma almadım" haberi ile yıkıldım. dikkatim dağıldı. bundan sonra kuracağım cümlelerden sorumlu değilim.) Kabuslarının ve özenli detaylarının ve uzun yazılarının ve ilginç keşiflerinin hastasıyım.

http://rastsalyuruyus.blogspot.com/

aklım kokoreç ve midyede, mutsuzum. açım.

13.3.08

She is not so special so look what you have done boy!

Kurbağalarla geçtiğim iletişimde bana 4 rakamından duydukları rahatsızlığı belirttiler. 4 rakamının sayıyla ve yazıyla yaydığı titreşimden rahatsız olup ne zıplayabiliyor ne vıraklıyabiliyorlarmış. -bardağın üzerindeki kurbağanın yalancısıyım- Bana biraz zırvalıyorlarmış gibi geldi ama ses etmedim. Muzlarla olan konuşmamda ise gripten ve pırasalardan bahsettik. Ben de teneceredeki pırasaları yakalamakta güçlük çektiğimi belirttim onlar da bana "doğrama onları o zaman" dediler. Katliammış- pöh! "Lütfen tuzu uzatır mısın?" diye bir ses geldi. Ortalık kalem ve bardaktan geçilmiyor, sesin nerden geldiğini anlamadım. Vantilatörün sesi de öbür sesi bastırdı. Babil'de de hayat böyle mi geçiyordu acaba? Fatura kartları falan? İsa geçen gün telefonla aradı, dünyaya yeniden gelmiş, İskandinavya'daymış. Coğrafya cahili ben anlamadım bittabii -sualtındaki turuncu renk problemini çözmeye çalşıyormuş-muş. Afferim dedim İsa... Duvarıma astığım pizzalar bozuldu. Üzerlerinde peydahlanan canlılar evden kaçmaya çalışıyorlar ama pencereleri sıkı sıkı kapatıyorum. Geçen gün boruların arkasına saklanmış bir fil buldum. - Darwin benimle gurur duyuyor!- "Hamile fil yakinimdir" yazıyordu arkasında. Böbreklerimdeki ateş hücrelerime kadar nefret doluyum -Viva la nefridyum!- Karanlık odada balık tutmaya çalıştım, olmadı. Bantlarla meseleleri duvara yapıştırdım. Pizzaların yanına. Takvimde de 7 patolojik günü işaretledim, o günlerde şizofren olacağım. Hastalığımı renk skalası ile derecelendirmek gerekirse kırmızı tonlarda devam ediyor. Kalorifere bağladığım inek masanın üzerine çıkmış ordan bana bakıyor. Bu ineklerde saygı kalmadı. Işık kaynağının yarattığı kabarcıkların içinde kediler zıplıyor. Leğendeki su birikintisi torbadaki soğanlarla arkadaş olmuş, beni dışlıyorlar. İçerisi biraz sıcak oldu, yaktığım mumlar fazla gelmiş olmalı artı ben bu işten hiç hoşlanmadım.