Şuursuz pavuryalar birgün bir semendere bir numara çekmeye karar vermişler. Amaçları dünyaya ceza vermek değilmiş ama işin sonunda bir cadının dünyayı ele geçireceğini düşünememişler. Saçma bir biçimde şırıl şırıl akan derin su korkunç başlangıcın mekanı oldu. Bu yaptıklarından utanç duydular mı pavuryalar? Hiç kimse bilmiyor, öğrenemedi. Raptiyeleri yola serdiler, sonuna da bir şipşakfoto'cu koydular-semenderler kendilerini hiç sevmez- Keskin ölü kokusu etrafa yayıldı. Mor bir akşamdı. Kırk kırk kırk ederek evine dönen semender mor akşamın altında ezildi. Vücuduna batan raptiyeler bir okul dolusu insanı boğmaya yetecek miktardaki turuncu kanını akıttı. Durdurulması imkansız olaylar silsilesi işte böyle başladı. Jokerler poker masalarında ortaya çıkmamaya, taraklar da saçları düğümlemeye başladı, ama kimse anlamadı. Tarakla joker bir hokkabaza başvurdular, o da şarlatan çıktı. İnsanlar bir tıkırtı duydu sonra kırmızı bir akşam çöktü. Tüm teknelerin batış tıkırtısıydı bu. Kırmızı da aslında turuncuydu, ama normaller turuncuyu ayırd edemezlerdi, kırmızı sandılar. Çakıl taşları camları kırdı sonra. Sonra da bütün sanat eserleri kendini yaktı. Kimse bir anlam veremedi. İnsanlar uykularından uyandı ama hareket edemediler. Ayakları, falakaya yatırılmışlar gibi şişti, kanıyordu. Oluşan nemden, ölü balık bedenleri havada yüzmeye başladı. Cadı olaya el koydu. Sihirli sözcükleri söyledi. Dünya görünmez oldu.
*Öylesine söylenmiş sözlerin altında gizli anlamlar arar, kimsenin onunla ilgilenmediği bir sırada kendisiyle alay edildiği endişesine kapılarak azap çekerdi.*
No comments:
Post a Comment