Yedi temel günah, yedi melun hayvan, bilhassa kadınları pençesine alırdı. Bunlardan ilki hased idi. Hased durmadan deri değiştiren bir yılandı. Kadınların ayak uçlarından yukarılara doğru usul usul tırmanır, boyunlarına dolanır, yüreklerine fitne ve fesad tohumları bırakırdı. İkincisi öfke idi. Gayet iyi bilindiği üzere kadınlar çok çabuk öfkelenir, kolay kolay sakinleşemezlerdi. Öfke ile hareket ettiklerinden daha çabuk yoldan çıkar, daha kolay günah işler ve daha zor iflah olurlardı. Öfke, gagası sivri ibriği kankırmızı tüyleri siyah bir horozdu. Gece gündüz kadınların başına tüner vakitli vakitsiz öterek onları galeyana getirirdi. Üçüncü günah şehvetti. Şehvet gözü doymayan bir keçiydi. Yiyecek birşey bulamadığında guruldayan midesini yatıştırmak için gidip evlilikleri kemirirdi. Zaten evlilik sadece neslin devamını sağlamak maksadı taşıdığında tahammül edilebilir bir kötülüktü. Günahların dördüncüsü tamahkarlıktı. Bir karakurbağası olağanca çirkinliğiyle vırak vırak ederek kadınların ellerindekiyle yetinmelerine mani olurdu. Karakurbağasını memeleri arasında taşıyan kadınlar kocalarının dişinden tırnağından arttırdıkları paralarla elbise üstüne elbise, mücevher üstüne mücevher alır gene de asla memnun olmazlardı. Bir sonraki günah tembellikti. Tembel bir kadın yuvaların yıkılmasına sebeb olur, etrafındakileri felakete sürüklerdi. Tembel bir kadın tıpkı bir katır gibi sırtına vurulan onca sopaya rağmen kıpırdamazdı. Altıncı günah gururdu. Tavuskuşunun renkleri, endamı, cakası, fiyakası kadınların aklını başından alır, onlara fuzuli bir gurur aşılardı. Yedinci ve son günah ise oburluktu. Kadınlar daima yeni lezzetler aradıklarından asla sofralarındakiyle doymazlar aza kanaat etmezlerdi. Domuzlar onlara oburlukta rehberlik ederdi.
*Galsworthy’nin hikayesindeki gibi elma ağacının altına da gömmezler ki insanı.*
*Galsworthy’nin hikayesindeki gibi elma ağacının altına da gömmezler ki insanı.*
No comments:
Post a Comment