Bütün nedenlerimi
Kolunun özlemiyle kaybettim.
17.9.16
11.9.16
It was a brief interlude and a midsummer night's fling
Más tarde te creí, más tarde hubo razones, hubo madame Léonie que mirándome la mano que había dormido con tus senos me repitió casi tus mismas palabras. «Ella sufre en alguna parte. Siempre ha sufrido. Es muy alegre, adora el amarillo, su pájaro es el mirlo, su hora la noche, su puente el Pont des Arts.»
...
Bayan Léoine örneğin, elime baktı, senin göğüslerinin üstünde uyuyakalmış ellerimin içine ve bana ne dediysen tek tek okudu elimden: " Kentin bir yerlerinde, bir kadın, acı çekiyor. Hep acı çekmiş zaten. Çok neşeli biri bu; sarı renge bayılan bir kadın, en çok sevdiği kuş, ardıç kuşu; en sevdiği saat, gece; en sevdiği köprü Pont-des-Arts." dedi.
...
Y mirá que apenas nos conocíamos y ya la vida urdía lo necesario para desencontrarnos minuciosamente. Como no sabías disimular me di cuenta en seguida de que para verte como yo quería era necesario empezar por cerrar los ojos, y entonces primero cosas como estrellas amarillas (moviéndose en una jalea de terciopelo), luego saltos rojos del humor y de las horas, ingreso paulatino en un mundo-Maga que era la torpeza y la confusión pero también helechos con la firma de la araña Klee, el circo Miró, los espejos de ceniza Vieira da Silva, un mundo donde te movías como un caballo de ajedrez que se moviera como una torre que se moviera como un alfil.
...
Saklı - gizli tutamadığımdan hiçbir şeyi, hemen anladım, seni istediğim gibi görmem için, önce gözlerimi kapatmam gerekiyordu, o zaman sarı yıldızlar çıkıyor ortaya, sonra yaradılışının kızıl renkteki sıçrayışları, saatlerin atılımı, senin dünyanın ağır yaklaşımı, anlaşmazlıklar ve beceriksizlikler, ama bir o kadar da karmaşık bir dünya, altında örümcek Klee'nin imzası, Miró'nun sirk dünyası, Vieira da Silva küllerinden doğan ve senden yansıyanlar, bir dünya ki sen atının üstünde bozgundan bozguna, kule gibi bir dünyada deliler gibi koşturup durmuşsun.
...
Bayan Léoine örneğin, elime baktı, senin göğüslerinin üstünde uyuyakalmış ellerimin içine ve bana ne dediysen tek tek okudu elimden: " Kentin bir yerlerinde, bir kadın, acı çekiyor. Hep acı çekmiş zaten. Çok neşeli biri bu; sarı renge bayılan bir kadın, en çok sevdiği kuş, ardıç kuşu; en sevdiği saat, gece; en sevdiği köprü Pont-des-Arts." dedi.
...
Y mirá que apenas nos conocíamos y ya la vida urdía lo necesario para desencontrarnos minuciosamente. Como no sabías disimular me di cuenta en seguida de que para verte como yo quería era necesario empezar por cerrar los ojos, y entonces primero cosas como estrellas amarillas (moviéndose en una jalea de terciopelo), luego saltos rojos del humor y de las horas, ingreso paulatino en un mundo-Maga que era la torpeza y la confusión pero también helechos con la firma de la araña Klee, el circo Miró, los espejos de ceniza Vieira da Silva, un mundo donde te movías como un caballo de ajedrez que se moviera como una torre que se moviera como un alfil.
...
Saklı - gizli tutamadığımdan hiçbir şeyi, hemen anladım, seni istediğim gibi görmem için, önce gözlerimi kapatmam gerekiyordu, o zaman sarı yıldızlar çıkıyor ortaya, sonra yaradılışının kızıl renkteki sıçrayışları, saatlerin atılımı, senin dünyanın ağır yaklaşımı, anlaşmazlıklar ve beceriksizlikler, ama bir o kadar da karmaşık bir dünya, altında örümcek Klee'nin imzası, Miró'nun sirk dünyası, Vieira da Silva küllerinden doğan ve senden yansıyanlar, bir dünya ki sen atının üstünde bozgundan bozguna, kule gibi bir dünyada deliler gibi koşturup durmuşsun.
Subscribe to:
Posts (Atom)