16.10.07

tetradox

Absürd yerlerde absürd şeyler vardı. Can acıtan iğneler yerlerdeydi. Acıtmak yine iyimser bir kelimeydi. O anda alarmlı saat zangırdamaya ve zingirdemeye başladı. Bir uçak çatıya çok yakın geçmişti, zangırdama aslında onun yüzündendi. Uyanmaya çalışan bir insan bunu ne kadar algılayabilirdi? Acaba uçaktakiler Çin’e mi gidiyordu? Çin Seddi’ni görecekler miydi? Davranış bozukluğu gözlerinin ileri derece miyop olmasıyla açıklanabilir miydi? Uyku için duyduğu istek ve uykunun dayanılmaz cazibesi aslında derinlerde yatan soğukkanlı bir memelinin verdiği sinyaller miydi? Dayanıklı olmalı! Düşünme artık, dur! Rüyamda düşüyordum... Gözlerim açık mıydı yoksa kapalı mı?-Gözleri şu anda tamamen kapalı- Kulağıma eğlenceli bir ezgi geliyor bir yerlerden -Şişeler devirdim senin uğruna...-
İnsan ırkının dünya üzerinde varolması: Küçük bir çocukken “Ekvatorda yaşayanlar neden düşmüyorlar?” diye merak ederdim. Sonra küçük prensi okudum. Sonra çizilen tüm istatiksel grafiklerde fil yutmuş boğa yılanı gördüm... İyi pillerle çalışan bir saat hiç susmaz. Hedefsiz dart tahtası düşsün kafana! Uçağın çizdiği kavis acaba gökyüzünde bir iz bırakmış mıdır? Kesinlikle bırakmıştır ya da kim bilir? Gözlerini açmadan bunu sorman mantıksız. Nazikçe aç şimdi gözlerini... Eyvah! Bir ordu gibi geliyorlar... En iyisi ölü taklidi yapmak... Sivrisinekler... Biraz oyun oynayalım...
Pagan pagan pagan- Silah sesleri- Evet sayın seyirciler, büyük bir patlama oldu. Radyo çalmaya başladı–Derbeder oldummm...- Kazanan piyango biletlerinin numaralarını açıklıyorlar. Benim bir biletim yok ama olsaydı 33’lü bir sayı olmasını isterdim. 9568433. Neden sırıtıyorsun şimdi? Sinir şey... Hay aksi şeytan... Aklıma bir şiir geldi.. Kelebekler ve ölen bir kadınla ilgili... Kendimi şikayet edeceğim. Uyan!

Uyandım... Önce yerdeki iğneleri toplamam lazım... Yanardağ patlamış... Zirveden aşağıya kırmızı toplar yuvarlanıyormuş.

No comments: