7.2.10

beklenti, hüküm, endişe

Zencefil turşusu ile beslenen kuzuyu 9 parçaya ayırarak küflenmeye bırakırsak ne olur? Tırnaklarımı şöminenin duvarına geçirerek uydurduğum bir çeşit mors alfebesi, ulvi olan ile kaderimi yakınlaştırıyor. Yalnız, çıkan sesler balıklarımı öldürdü. Akvaryumda şimdi sadece kof cevizler ve parçalanmış bir koltuk yüzüyor. Aslan, derenin karşı kıyısında ölen eşi için ağıt yakıyor. Sadece güneş batarken görünür olan kızıllık, aslan için bir kamufulaj. Merdivenin tepesinde duran ve bozulmamak için kapağı açık duran dolap kapağı ise kanatlarındaki beyazların parlayarak göz kamaştırdığı, süzme bir çığlıkla savaşa giden kocaman baykuşun arkasından kapandı. Kırmızı ile boyanan dudaklar badem dolu çekmeceyi açmayı başardığında şapkalardan fırlayan psikiyatrik ilaçlar ortalığı sakinleştirmek için çalışmaya başladılar. Saçlarım gıcırdayarak uzarken taksi ile bana layık olabilecek bir çam ağacı arayışı içindeydim, akabinde taksiden inerek çamlara doğru koşmaya başladım. Bir paketle beraber elime aynı anda ulaşan telgraftan, daireler çizen mandalina salyangozlarının dünya üzerindeki tüm balık pullarını ele geçirdiklerini öğrendim. Elimde olmayan nedenlerle tepsi içinde bana sunulan mısır tarlaları rüyamda bir galaksi dolusu karpuza dönüştü. Çaydanlık, üç sene önce göçebelerin siyah bulutlar altında kurdukları kamp alanında demledikleri çay ile dolu hala. Su ısıttığım telefon, paten kayan denizanlarının dev bacaklarına dolanmış olmalı. Alkış sesleri arasında eksilerle artılar durmadan birbirini götürüyor. Platin bir sarı yüzünden daralan görüş alanında sevişen lemurların, yarıkürenin tamamlayıcısı olan kafatası ile beraber verdikleri ilanda; herşeyin yakılacağı ve geriye kalan gri küllerle kesif kokunun danslarından çıkan zekanın parıltıları ile kör olunacağı detaylarıyla açıklanıyordu.

No comments: