8.5.14

bending new corners

He didn't even say goodbye
He didn't take the time to lie
Bang bang, he shot me down
I hit the ground
Bang bang, that awful sound
My baby shot me down

Sema ederken, bir ayam yere bir ayam göğe doğru, düşündüm CMYK baskı RGB ise web içindi. Yamuk -bizim oralarda alacalı bir kedi ismi- bir eğri çizen eteğimin uçlarına dalıp gitmişken gözlerimi kapattım, önüme eski çağlarda yaşamış insanların nedense bir ayıya benzettiği yıldız dizilimi geldi. Pul payetlerle işlenmiş gökyüzünde yaşayan hayvanlar alemini düşünürken ben, kulağım çanda (kapıdaki). Yokuş üzerindeki minik inimde yanan odun kokusunu değil de içime, acı çekiyorum. Sanki rüyamda Ayasofya'da minik bir çarşınınn içindeyim. Bir at bana doğru dört nala koşuyor, yeleleri başka bir renk. Hiçbir şey o tanıdık his kadar yakın olamaz.

Düdüklü tencereden gelen ses sinekli bir oryatoryo.

Özel bir kış paketi ile hazırlandım ben bu yaza, mini zen bahçeme taşlar, mineraller diktim. Sinir bozucu tamiratlarla geçti bu kış, park yapılmaz dedim, dinletemedim. 2026, Ağustos, yıldız dizilimi der ki -hava bir açık bir kapalı- sufi bir tavuk gibi geçmiş olcak 46 senelik hayatın. Yere döktüğüm kedi mamaları gibi gökyüzü, öyle karışık. Ben de dururur muyum, daldım makasla elimdeki noktalı kağıtlara. Telefon çaldı, içimden geçen turuncu, yeşil, çingene pembesi hislere aldırmadım. İlmek ilmek örülmüş, ince ince düşünülmüş bir alınyazısı bu bendeki sonuçta. Arayan bir daha arar, zaten o değildir. Zahmet edip yalan söylemeye bile  tenezzül etmedi, canım efendim, caanım efendim. Botlarım da sıkıyor zaten, dur ben bir çay demleyeyim.


No comments: