18.6.14

kezzapla mayonez getir be garson

Çok şey gördüm yüz üstü gömün beni
Mezar taşıma unfaithfull yazın
Dünya dert görsün
Kan bile kanıyor benim içimde

Mimikten, görüntüden yoksun, sadece sesten oluşan konuşmalarımız bir yere varmıyor. Cümleler uzuyor, sakız oluyor, sona doğru yaklaştıkça konu manasını kaybediyor -eğer en başta manasız değildiyse elbette. Bir eşiği geçemedik. Bu eşikte yüz kilometreler, dar saatler, sınırlı karakterler (140) yaşıyor. Yüz kilometrelerin yanakları biraz kırmızı, dar saatler kısa boylu, sınırlı karakterler çok gürültücü. Eşiğin tabanı yemyeşillerden sarmaşıklarla kaplı, insanın ayağına dolaşıyorlar. Göğü mavi, ara sıra bulutlu. Bazen de sis basıyor eşiği, göz gözü görmüyor.

Umarım bir gün kilometreler azalamasa da saatler genişler, karakterler sınırsızlaşır. Tek şarkı ile olmaz, daha balıklarımızı bile söylemedik.

No comments: