27.8.07

ama kralın köpek sıkıysa at taşı

Peki bu konuda ne biliyordum ki ben, ne kadar zavallı bir aptaldım, acaba bir fikrim var mıydı, acaba ona vaat edecek herhangi bir şeyim var mıydı?... Acaba benim kafamdan mı çıkıyordu bu siktiğim sesler?... Dudaklarımı vahşice ısırdım, aksi takdirde benim durumumda ona ninni söylemem ya da papatya çayı teklif etmem gerekiyordu. Yanı başında kaldım, gergin ve sessizce, kuzey kutbunda buzdolabı ne kadar gerekiyorsa ben de burada aşağı yukarı o kadar işe yarıyordum. Uykuya daldıktan epey bir süre sonra ışığı söndürdüm ve karanlıkta gözlerimi kocaman açtım, bir iblis ordusunun karanlıktan fışkırmasını bekledim. Ne yapacağımı bilemeyeceğimden emindim.

----

Ona yanıldığını ya da herşeyin yoluna gireceğini kanıtlamak için yenik düşmüş fikirlerimle ortaya çıkmanın bir anlamı yoktu. Her zaman, üçüncü derece bir yanığı iyileştirmek için elinde bir bardak suyla orta yerde bitiveren bir alık bulunur. Mesela ben.


1 comment:

Verze said...

cok hosuma gitti bu yazi...bana cocukken dustugumde bilegimi kestigim ve oluk gibi kan aktigi gunu hatirlatti nedense:?