10.9.07

Başını dizime düşür uyu

Beklemek o anı kendini yorgunluktan öldürmekle aynı şey. Rüyalarımda (hayallerimde) yedinci sahneye gelince ölüyorum. Aynadan yansıyan ejderha acıyı içinde buluyor ve ben korkmaya başlıyorum. Kurabiye kadar kırılganım. Odak ve de ( ya da ) ortak noktamız görmemezlikten gelmek mi olmalı? Şaşırtmak istiyorsan (bir perşembe günüydü sanki?) inançlı bir ayna kullanıcısı olmalısın. Kimselere bağırıp çağırmak ya da kahramanım olmanı sağlamak -kılıcım ve tacım nerede?!?!?!- değil ki amacım. Cadılar kafayı önce vişnelere taktılar sonra sürüngen kuyruklarına. Gerçekse öpmek eyleminde yatıyor. Kahvaltıdan sonra uyumalı bence. O vakte kadar hiç uyumamış olunmalı. Işıkları söndür(meden) yataklara koşalım. Denizlerdeki balıkları kurtaralım boğulmadan, süpürgelerle kovalanalım, yorganları yakalım. Şaşırtan limon ağaçları bize ne hatırlatmalı? Su altında çorap giymek neyse işte şimdi biz oyuz. Saçlarımdan başladım ölmeye, yavaş yavaş gidiyorum. Tek umudum yolda bir hamak bulmak ya da her şeyi bir odaya taşımak. Kokumu beğenmiş olmalısın. Talih benim için bir gece dönecek.

No comments: